Türkçe İngilizce

Her Emziren Annenin Başına Gelebiliri: Meme Reddi

Her Emziren Annenin Başına Gelebiliri: Meme Reddi

Yaklaşık yedi senedir uğraştığım emzirme danışmanlığında, “en çok hangi şikayetle başvuru oluyor” sorusunun cevabıdır meme reddi… Özellikle bebeklerin büyüme atakları yaptıkları 3. hafta, 6. ve 12. hafta gibi zamanlarda daha sık görülür.

Bunun dışında herhangi bir zamanda da ortaya çıkabilir. Birkaç nedenden kaynaklanır. En sık nedenlerden biri biberon kullanımıdır. Biberona alışan bebek, onun kolaylığını memede bulamayınca, kolayı seçerek, memeyi red eder. Bazen de büyüme atağına girer. Hergün güzelce emen bebek, birden memeyi istemez, anne aç olduğunu düşünerek, emzirmeye zorlar, bebek iyiden iyice daha çok reddeder ve memede bir kavgadır alır başını gider.

 

Memeyle kavga ettirmeyin

Meme reddi durumlarında birazdan sıralayacağım tavsiyeleri uygulayabilirsiniz. Ancak hiç yapılmaması gereken ama annelerin sıkça yaptığı birşey var ki; o da bebeği “emmeye zorlamaktır.” Bebek almadıkça, anne zorlar, zorlanan bebek ağlar, memeyi ittirir, anne kendini red edilmiş hisseder, özgüveni kırılır sanki bunu “yavrusunun kendisini red edişi” gibi algılar ve olumsuz duygulanımlara kapılması sonucu sütün memeden dışarı akışını sağlayan mekanizmayı istemeden engellemiş olur (oksitosin refleksi). Süt inmeyince de “sütüm yok/yetmiyor” gibi düşüncelere kapılır.

Süt orada, hiç bir yere gitmedi

Halbuki süt oradadır, hücrenin içindedir. Ancak memeyi zorlamayla ortamda oluşan olumsuz duygulanım ve koşullar işleri iyice işin içinden çıkılmaz hale dönüştürür. Anne memeyi zorladıkça bu kısır döngü sürer gider… Sonuç gergin ve üzgün bir anne, huysuz ve memeyi almakta inatlaşan bir bebek.

Yapılacak şey memeyi sadece teklif etmek, almadığı takdirde zorlamamaktır. Teklif etme sıklığınızı arttırabilirsiniz.

Ayna nöronlar

Başka bir canlının hareket ve duygularını sadece gözlemlemek bile beyinde “ayna nöron” adı verilen hücrelerin aktive olmasını sağlayarak, kişinin gözlemlediği canlıya göre tepki oluşturmasını sağlar. Buna örnek olarak film izlerken hissettiklerimizi verilebilir. Henüz sözcük dilini kullanarak, kendini ifade edemeyen bir bebeğin bakımı konusunda bu yetenek annelere onları anlamaları imkanı sunar. Örneğin gece emmek için uyanan bebekten önce annesinin uyanması gibi.

Ancak ayna nöronlar karşılıklıdır. Örneğin bebekler de, gergin ve stresli bir anneyi hissedip, aynı tepkileri gösterebilirler. Diğer yandan yenidoğandaki stres de; annede stres yaratıp, fiziksel gerginlik oluşturur, annenin bebeğini sakinleştirme, içgüdülerini dinleme ya da bebek tarafından verilen mesajları anlama becerilerini olumsuz etkileyebilir.  Bu nedenle sürekli ağlayan bir bebeğin öncelikle anne ve babasını sakinleştirmekle işe başlarım her zaman.

 

Meditasyon yapın

Ayna nöronlar anne ya da bebekten biri gergin ise diğerinin de gerginleşmesine neden olabilir. Bu nedenle annenin sakin ve rahatlamış olması meme reddinde uygulanacak altın kuralımdır. İnstagram hesabımdan takip edenler bilir, annelere bu amaçla sıkça meditasyon yapmalarını önerir ve hatta meditasyon uygulamalarını yayınlarım sayfamdan.  Önce anneyi ruhsal olarak sakinleştirmek, bebeğin emzirme problemine de fayda sağlayabilir.

 

Bağlanmanın telafisi

Lohusalıkta emzirme sorunları genellikle bağlanmanın bozulması sonucu gelişir. Bağlanma ilk olarak doğumdan hemen sonra ten tene temasla gerçekleşir. Ancak bunun yapılamadığı durumlarda telafi edilmesi mümkündür.

Telafi uygulaması; bebeğin yeterince ısıtılmış bir odada sadece alt bezi ile annenin çıplak üst bedenine yerleştirilmesiyle gerçekleşir. Anne ve bebek birlikte banyo yaparak, sonrasında da nemli halde iken ten temasını sağlayarak, telafiyi gerçekleştirir. Bu koşullar, bebeğin amnion sıvısı ile nemli olduğu hemen doğum sonrası bağlanma anını çok iyi taklit eder. Eğer travmatik bir doğum deneyimi yaşanmışsa, banyo suyuna lavanta yağı gibi bitki yağları eklenerek rahatlatıcı aromatik etkiden yararlanılabilir. Bebekler doğumdan sonra genellikle hep aynı hareketleri yapar, ayakları ile kendisini memeye doğru yöneltir, memeyi yakalamaya çalışır. Bu uygulamada annelerde yoğun duygular açığa çıkar. Birçok anne için ilk ten temasının sağlandığı an kendilerini gerçekten anne olarak hissettikleri andır.

 

Ten temasıyla bağlanmayı telafi ettiğim bir anne:

“Emzirmenin bu kadar keyifli birşey olduğunun farkına şu an varıyorum. Şimdiye kadar herkes beni bir yandan çekiştirdi, öyle tutma, böyle tut diye... Emziricem diye boynum, omuzlarım tutulmuştu. Halbuki emzirmek ne kadar doğal ve keyifli bir süreçmiş. Bebeğimi ilk defa şu an hissettim” (6 günlük bebek annesi, ilk bebeği, 26 yaşında).

 

Ten teması

Ten teması, meme redlerinde de uygulanabilecek, iyileştirici özelliği yüksek, basit bir uygulamadır. Fayda sağlanana dek gün içinde çeşitli sıklıklarda uygulanabilir. 10 gün üst üste, günde 10 kere ve 10’ar dakika olacak şekilde. Genellikle aileler, bebeklerin çıplak üşeyebileceği kaygısını taşır. Bu kaygının doğru olmadığını anlatmak için, instagram hesabımda yayınladığım emzirilen memedeki termografik verilerin gösterildiği posta bakabilirsiniz.  

 

Birlikte banyo yapmak/Yeniden doğmak

Bebeklerin emmeye programlı doğmuş olması ve doğuştan getirdiği bu yetenek ilk aylarla sınırlı değildir. Gerçekten de klinik deneyler, bu içsel yeteneğin belki de en az bir yıl daha uzun süre devam edebileceğini göstermiştir. Anne ve bebek ılık suyun içinde, bebeğin sırtı annenin karnına değecek şekilde, bir kuvete birlikte girdiklerinde, bu bebeklerin memeye doğru hareket ettikleri ve emzirme sürecini başlattıkları görülmüştür. Buna birlikte banyo yapmak adı verilmiştir. O dönemde bu teknik yeniden doğma olarak popülerlik kazanmıştır.

Benim de sıklıkla uyguladığım bu yöntem, meme reddi yaşayan üç ay civarı üç bebekte olumlu sonuçlar vermiş, iki bebekte ilk denemede, üçüncü bebekte ikinci denemede sonuç almıştık.

 

Büyüme ataklarında meme reddinin NORMAL olduğunu kabul edin

Bebekler bazı dönemlerde büyüme atağı yaparlar. Bunu, büyük bir sıçrayış gerçekleştirecek bir uzun atlamacının, engelden atlaması için bir adım geriye gidip, hız kazandıktan sonra sıçrayışını gerçekleştirmesi gibi düşünebilirsiniz. İşte bu geri adımlarda bebeklerde meme redleri görülmesi son derece normaldir. Bu dönemde aynı zamanda uykusuzluk, iştahsızlık, huysuzluk hali görülür. Ancak anne bu şikayetlerin hepsini meme reddine bağlayıp, uykusuzluğu sütün az oluşuna, iştahsızlığını da memeyi red edişine bağlar. Halbuki genel olarak bu geçici bir dönemdir. Nasılki bizler hasta olduğumuzda keyifsiz ve iştahsız oluyorsak ve keyifle yemek yerine sadece hayatta kalmamıza yetecek kadar yiyorsak, bebekler de öyle... Üstelik bir, iki dakika aldığı süt bile ona yeter. Geceleri emerek, gündüzki açığını kapatır.

 

Meme= stres gibi algılamamalıdır

Ancak bu dönemde memeye zorlanırsa, meme ve stres duygusu arasında bir ilişki kurar. Büyüme atağı geçtiğinde bile memeye geldiğinde bu ilişkiye bağlı strese girrr ve gerginleşir. Destek olduğum ailelerden birinde bunu bizzat yaşamıştım. Bebek üç aylıktı ve şikayeti meme reddiydi. Bebek daha annesinin memesini görür görmez derin ve hızlı solunum yapmaya başlıyor, ellerini yumruk yapıyor ve birkaç saniye içinde ağlamaya başlıyordu. Anneye zorlayıp zorlamadığını sorduğumda çok zorladığını söyledi. Bebek meme ile stres ilişkisini kurmuştu. O bebeğe bağlanmanın telafisi, ten teması ve birlikte banyo uygulamalarını yapmıştık. Büyüme atağı geçince memeye tekrar dönmüştü.

 

Sütünüzü sağın

Büyüme atağı geçene dek, annenin bebek memeden almadığı takdirde sütünü sağması, süt üretiminin devamlılığını sağlar. Boşaltılmayan meme, bir süre sonra süt yapımını da “ihtiyaç nasılsa yok” diye düşünüp, azaltır. Memeye, ihtiyaç olduğu mesajını vermek istiyorsak, memeyi tıpkı emzirirkenki aralıklarda boşaltmak gerekir.

 

Uykudayken emzirin

Yukarıda örneğini verdiğim bebekte ve telefon danışmanlığı ile uzaktan yardım ettiğim pek çok ailede, bebeğin uykuya dalış sırası ya da uyanmak üzere olduğu yarı uykulu dönemde memeyi emdiğini keşfettik. Emmek, onlarda içgüdüsel olarak var olan bir refleks olduğundan, henüz tam üst beyin faaliyetleri başlamadan memeyi teklif etmek, kendiliğinden emmeyi de beraberinde getirmişti.

 

Yardım almakta geç kalmayın

Son olarak, işin içinden çıkamadığınız durumlarda profesyonel yardım almakta lütfen gecikmeyin. Kulaktan dolma bilgiler ya da internette okuduğunuz bilgiler çoğu zaman fayda sağlar ancak baktınız olmuyor, yardım alın. Çünkü hangi yöntemin SİZİN BEBEĞİNZ için fayda sağladığına karar vermeniz güç olabilir. Her bebek kendine özeldir ve genel bilgiler sadece geneldir, bebeğinize özel değil. Aşkla besle sevgili anne…  

Bu sitede yer alan tüm yazılı ve görsel materyaller www.emzirmedanismanligi.com sitesine ve site sahibine aittir. copyright © 2015 - 2024